Katkıda bulunanlar

29 Ekim 2003 Çarşamba

80.YÜZYILINDA BİZİMLE CUMHURİYET


80. YÜZYILINDA BİZİMLE CUMHURİYET

Ölümsüz Cumhuriyet, milletimizin egemenliğine dayanan bir yönetim şekli olup, Atatürk’ün devlet anlayışının temellerinden birini oluşturur. Cumhuriyet kölelik zinciri koparıp gömdü, Türk milletine hürriyet ve özgürlük kazandırdı. İşte bugün Cumhuriyetimin 80.yılını kutluyoruz. Ne kadar uzun zaman geçmiş, üstünden…

İdaremiz bozulmuş, yıkılmaya başlamışız ülkeler düşman olup öç almaya başlamışlardır. Yurdumuz yavaş yavaş göçerken, büyük önder Atatürk “Çok erken” diyerek. Ordumuzu hasta adamından, gencine ihtiyarına, vatanı için canını vermeye hazırladı. Ellerde meşeler, sopalar düşmanları kovmaya çalışıp, vatanı uğruna canını veren şehitlerimizin kanı ile sulanmıştı yurdumuz, bir avuç Türk olarak düşmanları sürüdük, coşuyordu milletimiz kavuşmuştu İstiklal ve hürriyetine. İşte doğmuş o zaman göklerden güzelim Cumhuriyet. Düşmanlardan kurtulup, Cumhuriyeti kurup selameti bulmuştu Türkiye Cumhuriyeti…

Sanayiyi yurdumuza getiren, Edirne’den Van’a yollar götüren, evi sokakları, aydınlık eden, okuma zevkini bize tattıran, başımızı dimdik gökte tutturan, uygar yaşamayı gözlere seren bu gibi yenilikleri getiren Cumhuriyettir. Çünkü; Mustafa Kemal Atatürk’ün ve şehitlerimizin azmi ve kararıyla Türkiye Cumhuriyeti yükselmiş ve modernleştirme yolunda genel çabayı ulusumuza sunmuştur.

Herkesi eşit gören, özgürlüğü getiren ve yurdumun ocağını yeni baştan tüttüren, acıları dindirip bize mutluluk veren ölümsüzdür, ölemezde Cumhuriyeti kuran. Bu yüzden Atamızdan kalan en büyük eserlerindendir Cumhuriyet, O bizi kölelikten kurtarıp bize verdi hürriyet. İşte EY! Gençler ve çocuklar canımız gibi sevip sonsuzlara yükseltmeliyiz. Bizim için Cumhuriyet, en kutsal, en mukaddes varlıktır. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ateştir yüreğimizde yanan, bu eseri eşsiz Atamız koydu, dumanı tüter durmayacak duramazda hiçbir zaman… Sönecek sanan kahrolsun! Bu dünyadan. Atatürk’ün dediği gibi: - “ Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat TÜRKİYE CUMHURİYETİ ebediyen yaşayacaktır!”.

 

Burcu Nermin ÖZHAN
Çorlu Lisesi 9/B

23 Eylül 2003 Salı

Sevginin Yüceliği


Konu: “Yurt sevgisi ve ulusal ahlak yüceliği olmasaydı Kurtuluş Savaşı kazanılabilir mi idi?

 

Sevginin Yüceliği

 

Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş savaşında çok direndi. Bu milletin azmi, milletin yurt sevgisi ve özgürlük sevgisi sayesinde kontrolleri düşman eline vermedik.

Önder Atatürk ve Türk ordusunu savaşta kullandığı söz   “- Ya ölüm, ya ölüm bu millet, bu toprak bizimdir.” Sözüyle Kurtuluş savaşında Türk ordularının hâkimiyeti bizim milletimizin toprakları oldu.

Düşünüyorum da Türk ordularının azmi, sevgisi olmasaydı şimdi Türkiye bu özgürlük içinde olamazdı. Türkiye toprakların da; belki de Türk toplumu değil, İslamiyet değil, başka bir din inancı başka bir toplum yaşardı. Bu durum bugünkü seviyeyi, bugünkü saygın bir millet toplumu içinde olmaya bilirdi. Ne büyük mutluluk ki bizler Türkiye Cumhuriyeti içinde, hür içinde yaşıyoruz. Türk insanı olarak özel günlerimizi de tekrar yaşatmak, anmak ve kalplerimizde canlandırarak, yaşatıyoruz. Böylece nesilden nesillere aktararak o günleri sonsuza dek yaşatacağız.

23 Nisan 2003 Çarşamba

23 NİSAN


23 Nisan

 

Baba: Of… Hanım nerdesin daha kalkmadın mı?

Anne: Bey kalkmışken kahvaltıyı hazırla, bugün çocuklara sürpriz yapalım bugün çocukların günü…

(16) (Ağabey) Oğuz: Of… Bana para verin acelem var bugün okulda çocuklar adına kutlama yapacağız. Ondan sonra hiphop arkadaşlarla dans yapmaya gideceğiz

Baba: Ne parası daha dün verdim.

 Oğuz: Üff… be bir şey istesem hep böyle yapıyorsunuz

Baba: Oğlum 11 yaşında kardeşim bunları düşün biraz.

Anne: Günaydın kızım kalktın mı?

(Kız kardeş) Vildan: Bu gün çok mutluyum anne 23 Nisan okulumuz tatil, bugün bizim günümüz bugün 23 Nisan. Bugün herkese günaydın.

Oğuz: Baba para verecek misin, vermeyecek misin?

Vildan: Of işte mutluluğumu bir tek abim alabilir. Bugün ben mutluyum ama benden küçük veya büyük çocukların mutsuz olması çok kötü. Baba keşke yetim çocuklara yardım edebilsek şimdi o çocuklar gösteri izleyemeyip simit, su satıyorlar. Burada abim durmuş her gün senden fazlasıyla para istiyor. Böyle abimin olması beni çok utandırıyor.

2. Perde

Anne: Hadi kızım giyin. Bey sende ona para ver gitsin gösteriye geç kalıyor.

Oğuz: Canım annem sen dünyaların bitanesisin. Hadi ben çıkıyorum

Baba: Eve geç kalma tam saatinde gel. Tamam, mı oğlum?

Oğuz: Tamam, tamam. Merak etmeyin akşam on buçukta evdeyim.

Baba: Tamam, oğlum.

Anne: Hadi gösteriyi izlemeye gidelim mi? Hadi kızım giyindin mi?

Vildan: Tamam anne çıkıyorum.

Baba: Hanım kız giyinmiş mi?

Anne: Evet. Vildan gidiyoruz hadi.

Baba: Tamam bağırma hanım bugün kızımızın günü bırak süslensin.

Vildan: Babam ve annem işte karşınızdayım ben sizin dediğinizi yaptım sizde beni bugün kırmayıp benim dediğimi yapın. Şimdi koltuğa oturun beni dinleyin.

Anne: Tamam Bey kırmayalım kızı hadi oturalım.

Vildan: Evet, annem ve babam beni kırmadığınız için teşekkür ederim. Ben 23 Nisan konusunda ne düşündüğümü sizlerle paylaşmak istedim. Bunu bize veren Mustafa Kemal Atatürk biz çocuklara armağan etmiş. Benden kötü durumda olan çocuklara çok üzülüyorum. Allah onlara her zaman yardım etsin. 23 Nisan Ulusal Egemenlik çocuk bayramı bütün çocuklara içtenlikle söylüyorum kutlu olsun. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Hadi gösteriyi izlemeye gidelim geç kalmadan.