Hazırladığım Çalışmalar Ve Projeler: Autocad2007, Autocad2000, Windows MovieMaker, CorelDraw12, Sketch Up, Güncel Bilgiler
17 Kasım 2013 Pazar
Hayatın Yapı Taşları
* Şerefli hayat istiyorsan etrafındaki şerefsizleri öldür.
*Aklın yolunda olmayanlardan dost da olmaz düşman da..
* Vatanını sevmeyen kendisini sevemez, vatanını kötüleyen ailesini de kötüler.
* Acıma, merhametli olma yaşadığın dönem olabildiğince menfaat içinde hakkın olduğu yerde ol; tırnaklarını göster.
* İyilik yapacaksın, kötü olacaksın kötülük yap ki gene zaten kötü olacaksın.
* İnsanların aklında nasıl hatırlanmak istiyorsan iyilik yapma, kötülük yap ki adalet yerini bulsun.
* Bitirdiklerinle debelleşeceğine, başladıklarınla bitirmemeye uğraş.
* Parçalanmış hayatlardan kopmaya niyetin yoksa parçalanmaya mahkumsun.
* 16 yaşında İstanbul'un fethi gerçekleşiyorsa insanoğlunun isteyip de yapamayacağı bir şey yok, demektir.
* Söylenen sözün önce söyleyen kişiye bakar sonra söylediği söze bakarım.
* Aslan sıfatına bürünmüş adamlar kadınlara karşı güçlü iken karşı karşıya geldiklerinde kuzu bile olamıyorlar.
* Hayatını yalana adayan kişi doğruyu elde edemez.
* Yaşadığı toprakların geçmişini bilmeyen, korumayan hayvanlardan bile daha değersizdir.
* Yeniliğe ayak uyduramayan gençler erkenden yaşlanmışlardır.
* Ne giydiğin, ne aldığın, ne kazandığın ya da ne kaybettiğin mühim değil, mühim olan ne şekilde oynadığın.
* Hatalar yaşanmadan kimse tecrübe edinmez.
* Herkes lafa geldi mi padişah, icraata geldi mi saray soytarısı bile olamıyorlar.
* Umudunu kağıt parçalarına değil, arkandan gelen nesle umutlanmalısın.
* Birilerinden bir şeyler beklenti içinde olacağına kendi işini kendin yapmaya çalışmalısın ki birileri senden bir şeyler beklesin.
* Bir Allah var ise adaletsizliğin görüldüğü yerde var olduğunu adaleti sağladığını gördüğün an O'na inan...
* Koskoca hayallerin içinde yaşamaktansa gerçeklerin hayallerini yıkmasına izin vermemeli.
Umutlarının tükendiği anda
İnsan yeniden ayağa kalkabilmeli
Neden? Ne şekilde? Var olduğunu sorgulayabilmeli
Pes etmemeli
İstediklerini gerçekleştirebilmeli
Savaşa barışça bakabilmeli
Kötülüğün varlığı ile yıkılmamalı
İyilikleriyle umut verebilmeli
Gülmenin yanında ağlamanın da faydalarını bilmeli
Ayrılığın tadı zor gelse de
Bütünleşmenin hazını yaşayabilmeli
Aç olduğunda tokluğunu sadece kendisinin değil
Bir başkalarına da o hissi verebilmeli
Kalbini, gözlerini, kulaklarını iyi değerlendirilmeli
Gerçekten hak edene verebilmeli
B.N.ÖZHAN
7 Eylül 2013 Cumartesi
ANLAŞMALI – SAVAŞ
ANLAŞMALI – SAVAŞ
Türkiye’nin bir savaşa anında dış güçlerden destek alma
ihtimalinin yine o önemli madenlerinden yüzdelik hesabıyla çıkarlı bir şekilde
Rusya’nın yardım etme olasılığı olduğunu biliyor. Ama bunun yanında Rusya
sadece kendinin değil Almanya, Fransa ve Çin’in de destekleriyle askeri bir
orduyla Türk ordusuna yardım edebilir. Rusya büyük bir yüzdelik isteyecektir.
Çünkü Türkiye’nin çaresiz olacağına ve ne derse kabul edeceğini düşünecektir.
Bu da Türkiye’nin savaşı kazansa bile savaştan sonra o madenler olmadan
Türkiye’nin toparlanmasına imkan yoktur. Bu yüzden Rusya’nın beklemediği bir
şey yapıp pazarlığa gidilmeli. Aksi halde durum pek iyi olmaz. Çünkü Rusya,
Çin, Almanya, Fransa ve bunun yanında ABD ve İngiltere de ortaya çıkar. Ve
Rusya’nın büyük bir pay alması ABD’nin de büyük bir pay isteyeceği anlamına
gelir. Bu da Türkiye’ye çok az bir yüzdelik kalacağı ve bunun pek bir işe
yaramayacağı anlamına gelir. Sonuçta pazarlıkta yapılacak şey şu Rusya’yı
Türkiye’nin karar vereceği yüzdelikleri kabul etmesini sağlamaktır. Mesela her
birine yüzde beşerlik bir hisse verilebilir. Rusya’nın kaybedeceği bir şey yok
ve bu yüzde beş madenlerin bile ne kadar büyük bir güç olduğunun farkında.
Biliyorlar ki bu savaşı Türkler kazanabilir. Bu yüzden hiç bir şey
kazanamamaktansa yüzde beş hisseyi kabul edecektir. Ve Rusya, Çin, Almanya,
Fransa, ABD ve İngiltere olmak üzere 6 ülkeye vereceği toplam yüzde otuzluk,
Türkiye’ye yine tek başına yüzde yetmişlik bir hisse kalır ve bu Türkiye’ye
fazla fazla yeter. Bu anlaşma sadece bununla bitmeyip Türkiye bunun yanında
kendi lehine bir şeyler isteyebilir. Rusya’dan. Mesela Rusya’nın istemediği
kadar doğal gaz var topraklarında. Önümüzdeki on yıl boyunca bize bedavaya
doğalgaz verebilir. Ve savaştan sonra Çin, Rus, Alman ve Fransa devletlerinden
iç mimari yardım alabilir. Çünkü savaştan sonra Türkiye’nin birçok önemli yeri
tekrar yapılandırılmak zorundadır. Bu sayede daha çabuk ve daha iyi bir şekilde
tekrar yapılanabilir. Aslında Rusya’nın bir amacı var. Dediğim gibi Alman, Çin,
Türk, Fransa ve Rusya’nın ortak bir maden işletim sistemi kurmak ve en büyük
payı kendisi almak. Ama tabii ki Türkiye’nin böyle bir şey yapması söz konusu
bile olamaz.
ABD – BİLGİ – ABD
ABD – BİLGİ – ABD
Adrian III. Lynam
Lynam ailesi Amerikan iç savaşından beri giderek zenginleşti Patrick Lynam savaş sonrası Güneylilerin arazilerine el koyarak, çetesiyle onları soyarak zenginleşmiştir. Daha sonra demir çelik ve maden işine girdi. Bu adamın işi madencilik ve Türkiye’de ki madenler onun hedefleri arasında.
Bu adam Türkiye’ye düzenlenen ya da düzenlenecek olan organizasyonun ve Türkiye işgal planının arasındaki tek ismidir. Türkiye işgalinin kod adı Metal Fırtına harekâtıydı. Türkiye’de ki madenler için yapılan ve Türklerin tamamen yok olması için geliştirilen bir plandı bu.
ABD'NİN HEDEFLERİ VE SAVAŞ TAKTİKLERİ
ABD’NİN
HEDEFLERİ VE SAVAŞ TAKTİKLERİ
Türkiye’de
eğitilmiş özel bir şekilde yetiştirilmiş askerler ve timler vardır. Saz
komandoları, komandolar ve Türkiye toprakları için de düşmanını kafadan savaş
anında yok edecek taktikleri vardır. Bunun Türkiye’nin en büyük kozu olduğunu
bilen ABD Türk ordusu karşısına eğer Türkiye sınırları içine askerlerin sadece
kara kuvvetiyle Türk ordusunun üstüne salarsa Amerikan askerlerinin hiç
şansları olmadığına emin. Bu yüzden onları çok güçlü bir hava korumasıyla destekleyerek
Türk ordusunu hezimete uğratmak istemektedir. Son teknoloji Apaçi
helikopterleri ve gelişmiş f18, FA/RZ ve horodifiye edilmiş özel hayalet
uçaklarla daha bir çok çeşit helikopter ve uçaklarla Türk ordusuna hiç şans
tanımadan onları yok etmek için çabalayacaktır. ABD’nin ve Türkiye’de ki 2
hedefi vardır. Önce Ankara’yı ve sonra İstanbul’u yerle bir etmek. ABD’ye göre
İstanbul ve Ankara’nın ele geçirilmesi diğer illerinde psikolojikman çöküntüye
uğrayarak onlara teslim olmasıdır. ABD’nin Ankara da özellikle vurmak istediği
bir yer var Türkiye’nin kalbi orası ve eğer orası vurulursa Türkiye de hiç kimsenin
psikolojik çöküntü yaşamaması imkansız. Orası Anıtkabir. ABD’nin bir diğer
planı ise Atatürk barajını kontrol altına almak. Atatürk barajı Türkiye’nin
büyük bir bölümüne enerji dağıtan baraj, savaş anın özellikle elektrikleri
kesmeyip televizyonlardan Türkiye’ni ne hale geldiğini işgal edilen yerleri ve
Anıtkabir’i göstererek Türk vatandaşlarını huzursuz edeceklerdir. Bunun yanında
kendi verdikleri zayiatları herhangi bir kanal gösterdiği anda elektrikleri
kesmek. Çünkü Amerikan askerlerin verdiği kayıpları Türklerin görerek
kendilerine güven ve umut gelmelerini engellemek. Bu savaşta yanımızda
alabilecek bir ya da iki ülke söz konusu olabilir. Rusya ve Almanya özellikle
Rusya Türkiye de bulunan Uranyum ve Bor madenlerinin büyük bir yüzdesini
isteyecektir. Yani yine çıkarlarla Türkiye’ye yardım etmek isteyebilirler.
Sonuçta Rusya ABD’nin süper gücünü daha fazla büyütüp dünyaya hâkim olmasını
istemez. Bu yüzden gerçekleri görmek lazım. ABD’nin şuan da elinde bulunan son
teknoloji silahlar, tanklar, uçaklar ve helikopterler karşısında Türkiye’nin
3.nesil F16’larla pek bir şansı yok. Ama şuna emin olun ki ABD sadece karadan
saldırsa hava kuvveti olmadan saldırsa Türk ordusunu yenme imkanı yok. Bu
yüzden Türkiye’nin bu savaş içinde önceden istihbaratlar alıp savaş başlamadan
Terör taktiği uygulayarak bir şekilde aynı Ankara ve İstanbul gibi ABD’nin en
önemli iki şehrine Washington ve New York, bölgelerine en güçlü savaş başlıkları
yani atom bombalarını o şehirlere yerleştirip ABD’yi tehdit ederek Amerikan
ordusunun geri çekmesini istemesiyle olur. Eğer bunu önemsemez ve savaşa devam
ederlerse Washington ya da New York ikisinden biri havaya uçurularak ne kadar
gerçekçi olduğumuzu gösterebiliriz. Ama bu taktiği yaparken önemli olan noktaya
dikkat etmeliyiz. Bu nokta atom bombasının Türkler tarafından oralara
yerleştirilmemesi kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından sandırmamız
gerekli aksi halde kimlik açığa çıkarsa ABD bunu bir avantaj olarak kullanır,
Türkiye’nin ABD’ye duygusuzca ve vicdansızca atom bombası attığını medyayla tüm
dünyaya yayar ve Türkiye’de ki savaşın geçerli bir sebebi olduğunu diğer
devletlere kabul ettirebilir. Savaş sırasında bir diğer planları ise Siyonist
ajanların Türkiye’de ki Kürtleri ve Ermenileri bunun yanında Yunanlıları
Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kışkırtarak isyanlar başlatmasıdır. Böylece Türk
ordusu zayıflayıp hem iç hem de dış güçlerle savaşmak zorunda kalacaktır. Bütün
bunların bilincindedir Başbakan ve Genelkurmay bu yüzden önlemlerimizi
almalıyız. Bir an önce gelişmiş silahlar yapılmalı.
Bunlar ABD’nin son teknoloji silah, uçak, tank,
helikopter ve zırhlılarına karşı bizimde son teknoloji tank, uçak ve helikopter
üretmemiz gerekli. Artık zaman demir yığınlarının, bombaların, süper sonic
uçakların zamanı buna ayak uydurmamız lazım aksi takdirde Türkiye de bulunan
1,5 milyon asker hiçbir şeye yaramaz. Türkiye dünya medyasında Dünya’nın en
güçlü ordusuna sahip ABD ve Rusya’dan sonra en güçlü devlet olarak
gösteriliyor. Bu ABD’nin bir taktiğidir. Bu medyada söylenen şeylerin
Türkiye’nin yersizce kendine güvenmesini ve son teknoloji savaş elemanlarına
karşı kendini hiç geliştirmemesine yol açıyor. Belki gerçekten top tüfek, uçak
helikopter olmadan sadece bilekle eskisi gibi kılıçla sürgüyle Türk ordusunu ne
ABD ne de Rusya yenebilir.
Türkiye için son teknoloji silah ve uçak gibi
v.s istiyoruz ama yine karşımıza Dünya yasası yani ABD ve AB çıkıyor.
Türkiye’nin bunları üretmesi yasak ama belki de bilmediğimiz kimsenin bilmediği
bir şey olabilirdi. ABD’nin bile bilmediği bir şey. Gizli bir şekilde el
altından en son teknoloji süper sonic uçaklar son teknoloji ve gelişmiş bomba
atan tanklar, lazer güdümlü bomba atan uçaklar ve güçlü helikopterler üretiyor
olabiliriz. Belki de nükleer bombalar bile sadece bir tanesi Washington havaya
uçuracak atom bombaları, kim bilir belki savaş anında bunları sanki doğum günü
hediyesi gibi onların önüne sunacağız. Eğer böyle ise yani Türkiye de bulunan
Toryum, bor ve uranyum madenlerini kullana biliyorlarsa işte o zaman değil ABD
dünya bile olsa Türkiye’nin karşısında duramaz. Ama Türkiye böyle vicdansız
değil başka bir devletin namusuna, şerefine onun meyvelerine el uzatmaz. Daha
demin ki yazılarda Terörden bahsetmiştik ABD’yi tehdit etme planı. Belki de ABD’nin
çoktan New Yok’una ve Washington’a çoktan atom bombalarını yerleştirdik ve
savaş anında sade Türkiye’den bir kumanda düğmesine basmasıyla işi bitirmeyi
bekliyor eğer böyle ise işte o zaman Türkiye gelişen dünyaya her şekilde ayak
uydurmuş demektir. Tabi ki bunlar birer varsayım. Gerçek ortada Türkiye şuan da
ABD’ye karşı pek bir şansı yok. Tek yol Terör taktiği yani atom bombalarıyla
tehdit. Tabi bu kesin çözüm yolu değil. ABD duygusuz bir uygarlıktır Atom
bombalarına hiç aldırış etmiyor olabilirler ağır kayıplarına rağmen (11 Eylül
İkiz kule yıkımlarının kendilerinin yapmadığı ne malum? ) işte o zaman
Türkiye’ye bir mucize lazım. Mesela Mustafa K. Atatürk mezarından kalkıp
gelebilir mi?
ABD NİN SAVAŞ PLANI
ABD
NİN SAVAŞ PLANI
1-
Türkiye’nin batısı, doğusu, güneyi ve kuzeyi, hangi
tarafı olursa olsun hiç fark etmez, herhangi bir yerinde çıkan çatışma eğer
ABD’nin askerleriyse buna emin olun ki çıkacak olan büyük savaşın ilk adımıdır.
Kesinlikle bu ufak bir savaş diyip geçilmemelidir ve bunu siyasal yollarla düzeltmeye
çalışıp da zaman kaybedilmemelidir. Çünkü bu ABD’nin bir taktiğidir. Hemen o
bölgedeki çatışmada bulunan ABD karargahını ya da üssünü yok etmeliyiz aksi
takdirde ABD’nin oyununa gelerek çok değerli olan zamanı ve yok etmemiz gereken
üssü kaybederiz. Ve bunun yanında o bölgede bulunan kendi üssümüzü de
kaybederiz.
2-
Eğer bir gün Türkiye kendini herhangi bir savaşın
içinde bulursa, şuna emin olsun ki hiçbir devlet, ülke, güç Türkiye’ye yardım
etmeyecektir. Bu yüzden Türkiye ileride başına gelebilecek sorunları hiçbir
devlete güvenmeden sadece kendi gücü ve desteğiyle planlarını yapıp
stratejilerini belirleyip hazırlıklı olmalıdır.
3-
Bilindiği gibi Türkiye dünya da Uranyum ve Bor
madenleri bakımından en zengin ülke ve bunu tüm dünya biliyor. Ama bunu bilen
ABD sadece bilmekle yetinmek niyetinde değil. Uranyum ve bor madenleri birçok
alanda ve özellikle uzay teknolojisinde kullanılan önemli madenlerdir. Tüm
bunların sahibi olan Türkiye dünyanın gözüne batmaktadır. ABD’nin tek bir
hedefi var oda dünyanın tek hakimi ve süper güç olarak tüm devletleri yönetmek.
Irak ve neredeyse Suriye’nin de tüm petrol kaynaklarını almışıtr. Ama sadece bu
yetmiyor onların dünyayı yönetmelerine, ABD’nin korktuğu bir şey var.O da
Türkiye’nin bu önemli madenlerin ABD’nin eline geçmeden onları gerektiği
şekilde yani askeriye, uzay teknolojisi ve de nükleer bomba alanlarında
kullanmasıdır. Eğer böyle bir şey gerçekleşirse dengeler değişir ve Türkiye bir
süper güç gelebilir. Ama sözde dünya yasaları gerekçesiyle ABD’nin ve AB’nin
buna izin vermemesi her yerde doğal karşılanır. İzin verilmemesinin sebepleri
apaçık ortadadır ama bunu medya yayınlamaktan korkar ve yayınlayamaz. ABD’nin
amacı belli bin yıllık Türklerin soyunu kurutmak. Bir zamanlar üç kıtaya hakim
olan Türklerin kökünü kazımaktır. Bunu çeşitli yollar ve kötü emelleriyle
yapmaya kalkacağına emin olun. Belki 1 yıl belki 2 belki de 10 yıl sonra ama bu
olacak kesin bir şey. Ama dış ülkeler bunu bilmiyor. Ya da tahmin edenleri
vardır. ABD’nin yıllardır yaptığı çalışmalar sonucu onlara bağlı olan Amerikan
ajanlarını Türklerden hiçbir farkı yok gibi yetiştirmiş ve askeriyenin,
siyasetin, medyanın, ekonominin içine kadar sokmuşlardır. Ve büyük Osmanlının
yıkılmasına sebep olan iç karışıklıkların Türkiye Cumhuriyeti’ne de
uygulanmasına yol açan çalışmalarda bulundular ve hala da bulunuyorlar. Çünkü
ABD süper güç olmasına rağmen kendine güvenip Türk ordusunun karşısına
çıkmaktan biraz korkuyor ve bu yüzden Türkiye’yi önce iç karışıklıklarla
zayıflatmaya çalışıyor. Daha sonra Metal fırtına harekatına geçme planlarını
yapıyor.
4 Eylül 2013 Çarşamba
DERTLİ BİR ADAMIN İSYANI
Anneanneniz öpülesi elleri ile, ovalaya ovalaya tarhana yaparken, siz, “Aman anneanne be, boş versene!” deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz ya... O sebeple, genetiği değiştirilmiş yemekten kurtulamazsınız...
Kız yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gidiyor... İngilizce konuşuyor... Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor! İşte o sebeple, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm oluyor...
Zahmet edip sütlâç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için... İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan!
Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bir börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu kızınız.
Tahin-pekmezi “köylü işi”, vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları “modernite” sandığı için, daha 10 yaşında yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor yavrunuz.
Zor mu evde yoğurt yapmak? Evde salça yapmak? İster buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak? Bundan dolayı bütün aile kabız...
Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?
Taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun... Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyor, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun...
Enginar, börülce, madımaktan haberin yok; gazetelerin tiraj almak için uydurduğu uzmanlarından brokoli, Brüksel lahanası tarifleri öğreniyorsun...
Profesörlerimiz, karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli’de, Pervari’de terör bile azalır, terör...
Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA’sını değiştirdi!
Hurrraaa diye köyden kente göçerken, ayak üstü ne olduğunu bilmediğimiz şeyleri yemeyi, şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.
Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz, yahut da ne verirlerse onu yiyeceğiz!..
Kız yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gidiyor... İngilizce konuşuyor... Ama alt tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata yapmasını bilmiyor! İşte o sebeple, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkûm oluyor...
Zahmet edip sütlâç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için... İçinde ne olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını kemiriyor sizin oğlan!
Hamur tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bir börek yapıp, çantasına koymayı bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu kızınız.
Tahin-pekmezi “köylü işi”, vıcık vıcık yağ fışkıran kremaları “modernite” sandığı için, daha 10 yaşında yuvarlana yuvarlana yürüyor, tıkanıyor, merdiven çıkamıyor yavrunuz.
Zor mu evde yoğurt yapmak? Evde salça yapmak? İster buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde ekmek yapmak? Bundan dolayı bütün aile kabız...
Tonla para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet umacağına, niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?
Taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun... Eğri büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun kıvırıyor, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun...
Enginar, börülce, madımaktan haberin yok; gazetelerin tiraj almak için uydurduğu uzmanlarından brokoli, Brüksel lahanası tarifleri öğreniyorsun...
Profesörlerimiz, karakovan balına sahip çıksa, Şemdinli’de, Pervari’de terör bile azalır, terör...
Elin adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA’sını değiştirdi!
Hurrraaa diye köyden kente göçerken, ayak üstü ne olduğunu bilmediğimiz şeyleri yemeyi, şehirleşme zannettik. Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.
Dolayısıyla, ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz, yahut da ne verirlerse onu yiyeceğiz!..
3 Eylül 2013 Salı
ABD NİN OYUNU
Bu ülkeyi yıkmak için gerekli şeyler önceden planlanıp zaten yazılmıştır.
Devletin belli başlı asker, bürokrat, siyasetçi, polis, diplomat gibi yetkili
insanlar içinden çeşitli ajan ve kendi çıkarlarının aslında Amerikan çıkarı
olduğunu bilmeyen insanların hiç düşünmeden vatanlarını satabilecek kansız
insanlar önceden yetiştirilmiştir. Fettullah Gülen arkadaşımız 1 numaralı ABD
yandaşı bir insandır. ABD ‘ nin maşası İnsan yetiştirmek için kullandığı adam.
Bu adam nasıl bu kadar güçlü olabilir. Nasıl bu kadar zengin olabilir? Hiç
düşündün mü? Bu vatandaş İslami kurallarla ülkeyi yönetmenin peşinde ABD’de
bunu kullanarak ülkemizdeki madeni zenginliklerin fark edilmemesi bir gün
işlenmemesi teknoloji geliştirmememiz için uğraşmanın peşinden herkesin bir
çıkarı var anlayacağın ABD’nin ki sadece para ve tek güç olmak. Fettullah’ın ki
de İslamiyet kurallarıyla bir ülke yönetmek ve kurmak büyük önder Atatürk’ün
ilkelerini yok etmek ve ülkeye cahillik getirmek uyuşuk beyinler yetiştirmek,
yıkanmış beyinler yetiştirmek. Ancak bu şekilde bu ülke teknolojiden uzak
durur. Ve ABD Fettullah’ın arkasında olur. ABD’nin tek maşası Fettullah değil tabiî
ki. Daha bir çok adamı var. En önemlisi Fettullah. Çeşitli kurumlarda,
vakıflarda ve örgütlerin içinde de var bunların adamları. Gazeteci, köşe
yazarları, yayın organları, televizyon ve radyo gibi insanlarla birebir muhatap
olan araç ve kuruluşların içinde de yer alıyorlar. Fettullah Gülen denen
vatandaş Türkiye ve bazı çeşitli ülkelerde ilköğretim, ortaöğretim ve
üniversiteler olmak üzere her yaş grubu özellikle öğrencileri ergenlik
çağlarında hafızalarına beyinlerine İslamiyet kazımak ve laik demokrat Atatürkümüzden
bize kalan bu Cumhuriyeti karalayacak bir takım akıla mantığa sığmayan
saçmalıklar kazımaya çalışırlar. Gençler genelde inanır ve kanarlar. Bu
zihniyetli insanların düşünceleriyle hareket ederler. Emir almak ve
yönetilmenin sadece Allah için olduğuna inanırlar ve sorgulamak akıllarına pek
gelmez. Ülkemizde ki üniversite sayısı oldukça fazla ama nedense; devletin
parasız yurtları yetersiz. Neden? Devletin parası mı yok? Yoksa işine mi
gelmiyor? Hayır, hayır. Amaç belli öğrencileri gayri yasalda olsa zorla da olsa
öğrenciler mecbur bırakılıyor. Fettullah denen vatan haininin yurtlarına
gitmeye oralarda yaşamaya ve onların cemaatlerine katılmaya zorlandığı
kanıtlanmıştır. Cemaat evlerinde yurtlarda namaz kılmayanları yurttan atarız
gibi tehditlerle gözlerini korkutup öğrenciler üzerinde baskı kurarak onları
psikolojiksel çaresiz hale getirmeyi kendilerine pek alacı yakıştırırlar. Sonra
da onlardan başka iyi hayır işlemez olurlar. Dışarıdan bakıldığında Her şey
normal gibi görünür. Fakat içeride insanların akıllarının alamayacağı şeyler
vardır. Kaç kişi bunları merak edip araştırır ki. Bir elin 10 parmağını geçmez.
İnsanların beyinlerini uyuşturuyorlar. Savunma yapamıyorsun, sorgulayamıyorsun
uyuşuk beyinler yapmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Sadece
beyinleri değil fiziksel olarak da çeşitli hormonlu ve kimyasal maddeleri,
yiyecek ve içeceklerle Türk insanını zayıflatıyorlar. Dış güçler ve diğer ABD
yandaşları…
7.Bu ülkede o kadar çok verimli topraklar var ki tarım bakımından Dünya’ya lider olunacak kadar çok! Ama nedense yapılaşmaların çoğu fabrikalar (v.s) gibi geneli verimli topraklara yapılıyor. Artık ne gereği varsa. Bu plansız yapılaşma mı yoksa özellikle Türk geleceğini mahvetmek için büyük planın bir parçası mı? Bu da tartışılır. Aklın yolu bir, görünen köy kılavuz istemez istemez. Bir alan var mesela orada fındık yetiştirebilirsin ama yan tarafında yetişmez. Adam geliyor fındık yetiştirilecek yere konduruyor fabrikayı. Yan tarafına yap fabrikayı orada çalışmıyor mu fabrikan…
1.
Bu ülke 160 milyon nüfusa rahatlıkla bakabilecek
kapasiteye sahip bir ülke. Bir çok ihtiyacını dış ülkeler sağlamadan sadece
kendi içinde üretip tüketerek ayakta kalacak potansiyele sahip!
2.
Peki, neden gerçek bu iken 70 milyonluk nüfus zorluk
çekiyor daha doğrusu 30 milyonu rahatken diğer 40 milyonu sıkıntılı?
3.
*Birileri ülkenin kalkınmasını istemiyor.
*Birileri eğitimin yaygınlaşmasını istemiyor.
*Birileri uyuyan beyinlerin uyanmasını istemiyor.
*Birileri laik demokrat Türkiye Cumhuriyetini çekemiyor kaldıramıyor.
*Birileri doğu da ki bazı madeni ve diğer zenginliklerimizi kullanmamızı engellemek için Kürt ve Ermeni kökenli cahil insanları saçma sapan vaatlerle kandırıp başımıza bela ediyor.
*Birileri eğitimin yaygınlaşmasını istemiyor.
*Birileri uyuyan beyinlerin uyanmasını istemiyor.
*Birileri laik demokrat Türkiye Cumhuriyetini çekemiyor kaldıramıyor.
*Birileri doğu da ki bazı madeni ve diğer zenginliklerimizi kullanmamızı engellemek için Kürt ve Ermeni kökenli cahil insanları saçma sapan vaatlerle kandırıp başımıza bela ediyor.
4.
Niçin? Peki? Neden?
Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Macırı daha düne kadar kardeşçe yaşarken neden birbirlerine düşürmeye çalışıyorlar?
Çünkü: Bu ülke çok güçlü bunu köpekler iyi biliyor ve dıştan yıkamayacaklarını da biliyorlar. Osmanlıya da öyle yıkmadılar mı?
Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Macırı daha düne kadar kardeşçe yaşarken neden birbirlerine düşürmeye çalışıyorlar?
Çünkü: Bu ülke çok güçlü bunu köpekler iyi biliyor ve dıştan yıkamayacaklarını da biliyorlar. Osmanlıya da öyle yıkmadılar mı?
5.
İçten yıkılması da zor olan bu ülkenin ancak çok büyük
bir yapılaşma ve kapsamlı bir organize işlerle yürütülecek bazı harekâtlarla
yıkılması çok öncelerden zaten planlanmıştır. Bunları kimler mi planlıyor belki
Yunanlılar belki İsrail belki Ruslar belki Fransızlar belki bütün bunlar ve
diğerleri ama şu gerçek ki Dünya’ya dost görünmeye çalışan ABD her şeyin başında
geliyor.
6.
Cudi dağının altı petrol denizi!
Ülkemizin 200 yıl petrol ihtiyacını karşılayacak kadar hatta ithalatını da en az 100 yıl yapabileceğimiz kadar tahmini petrol rezervi mevcut. Yazın dağın eteklerinden petrolün sızdığı söylenir. Doğu da Kürtlerin başımıza bela yapmalarının sebeplerinden biriside budur. Yapılaşma ve petrol çıkarma gibi bir takım faaliyetlerin engellenmesi için terör olayları doğuda ve Cudi dağının çevresinde çok yeterlidir. Amaç yine büyümeyi önlemek ve güçlenmeyi en aza indirmek. Ve bir şey daha biliyor musun? Cudi dağının altındaki petrol denizi Musul ve Kerkük’e akıyor yer altından. Irak faydalanamıyor dolayısıyla ABD alıyor hakkını. Ve devletin birçok savunma organları buna göz yumuyor.
Ülkemizin 200 yıl petrol ihtiyacını karşılayacak kadar hatta ithalatını da en az 100 yıl yapabileceğimiz kadar tahmini petrol rezervi mevcut. Yazın dağın eteklerinden petrolün sızdığı söylenir. Doğu da Kürtlerin başımıza bela yapmalarının sebeplerinden biriside budur. Yapılaşma ve petrol çıkarma gibi bir takım faaliyetlerin engellenmesi için terör olayları doğuda ve Cudi dağının çevresinde çok yeterlidir. Amaç yine büyümeyi önlemek ve güçlenmeyi en aza indirmek. Ve bir şey daha biliyor musun? Cudi dağının altındaki petrol denizi Musul ve Kerkük’e akıyor yer altından. Irak faydalanamıyor dolayısıyla ABD alıyor hakkını. Ve devletin birçok savunma organları buna göz yumuyor.
7.Bu ülkede o kadar çok verimli topraklar var ki tarım bakımından Dünya’ya lider olunacak kadar çok! Ama nedense yapılaşmaların çoğu fabrikalar (v.s) gibi geneli verimli topraklara yapılıyor. Artık ne gereği varsa. Bu plansız yapılaşma mı yoksa özellikle Türk geleceğini mahvetmek için büyük planın bir parçası mı? Bu da tartışılır. Aklın yolu bir, görünen köy kılavuz istemez istemez. Bir alan var mesela orada fındık yetiştirebilirsin ama yan tarafında yetişmez. Adam geliyor fındık yetiştirilecek yere konduruyor fabrikayı. Yan tarafına yap fabrikayı orada çalışmıyor mu fabrikan…
1 Eylül 2013 Pazar
TERSINE YAŞAM
TERSINE YAŞAM
Hayat tersine yaşanmalıydı bence
Önce olumu savuşturmalıydık başımızdan.
Yirmi yılımızı huzurevinde geçirip,
Çok gençleştiğimiz için atılmalıydık.
Altın bir saatimiz olduktan sonra ise başlamalıydık.
Kırk yıl çalışmalıydık, ta ki
Emekliliğin tadını çıkarabilecek denli gençleştiğimiz güne kadar.
Üniversiteye gitmeliydik sonra,
liseye hazır hale gelene dek Parti yapmalıydık
İyice ufalmalıydık, oyun oynayıp
Sorumlulukları unutmalıydık.
Küçük bir kız ya da bir erkek bebek olunca annemize dönmeli,
Son dokuz ayımızı yüzerek geçirmeli
Ve sevgi dolu bir bakışta son bulmalıydık...
Norman Glass
Hayat tersine yaşanmalıydı bence
Önce olumu savuşturmalıydık başımızdan.
Yirmi yılımızı huzurevinde geçirip,
Çok gençleştiğimiz için atılmalıydık.
Altın bir saatimiz olduktan sonra ise başlamalıydık.
Kırk yıl çalışmalıydık, ta ki
Emekliliğin tadını çıkarabilecek denli gençleştiğimiz güne kadar.
Üniversiteye gitmeliydik sonra,
liseye hazır hale gelene dek Parti yapmalıydık
İyice ufalmalıydık, oyun oynayıp
Sorumlulukları unutmalıydık.
Küçük bir kız ya da bir erkek bebek olunca annemize dönmeli,
Son dokuz ayımızı yüzerek geçirmeli
Ve sevgi dolu bir bakışta son bulmalıydık...
Norman Glass
İLK ÇEVRE FERMANI
İLK ÇEVRE FERMANI
Ben ki, İstanbul'u fetheden, Allah'ın âciz kulu Fatih Sultan Mehmet
Bizzat alın terimle kazandığım parayla satın aldığım İstanbul'un Taşlık mevkiindeki 136 adet dükkanımı aşağıdaki şartlarla vakfediyorum. Şöyle ki; Bu gayrimenkullerden elde edilecek gelirle İstanbul'un her sokağında ikişer kişi görevlendirilecek, Bunlar, ellerinde, içinde kireç tozu ve kömür bulunan kaplarlagünün belirli saatlerinde bu sokakları dolaşacaklar. Bu sokaklarda, yerlere tükürenlerin, tükürükleri üzerine bu tozu dökecekler. Bunun karşılığında 20'şer akçe yevmiye alacaklar. Ayrıca 20 doktor ve 53 sağlık görevlisi, ayın belirli günlerinde İstanbul'daki bütün evleri dolaşarak, evde hasta olup olmadığını soracaklar. Tedavisi, evde mümkünse, bunu yapsınlar. Değilse, kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Dar'ül Aceze'ye kaldırılarak orada sağlıklarına kavuşmalarını sağlasınlar.
Allah göstermesin, herhangi bir gıda maddesi sıkıntısı da baş gösterebilir. Böyle bir durumda, bırakmış olduğum yüz adet silah, usta ve avcılara teslim edilerek, vahşi hayvanların yumurtada olmadığı sıralarda Balkanlar'a çıkıp avlanarak halkın gıda ihtiyacı karşılansın.
Ben ki, İstanbul'u fetheden, Allah'ın âciz kulu Fatih Sultan Mehmet
Bizzat alın terimle kazandığım parayla satın aldığım İstanbul'un Taşlık mevkiindeki 136 adet dükkanımı aşağıdaki şartlarla vakfediyorum. Şöyle ki; Bu gayrimenkullerden elde edilecek gelirle İstanbul'un her sokağında ikişer kişi görevlendirilecek, Bunlar, ellerinde, içinde kireç tozu ve kömür bulunan kaplarlagünün belirli saatlerinde bu sokakları dolaşacaklar. Bu sokaklarda, yerlere tükürenlerin, tükürükleri üzerine bu tozu dökecekler. Bunun karşılığında 20'şer akçe yevmiye alacaklar. Ayrıca 20 doktor ve 53 sağlık görevlisi, ayın belirli günlerinde İstanbul'daki bütün evleri dolaşarak, evde hasta olup olmadığını soracaklar. Tedavisi, evde mümkünse, bunu yapsınlar. Değilse, kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Dar'ül Aceze'ye kaldırılarak orada sağlıklarına kavuşmalarını sağlasınlar.
Allah göstermesin, herhangi bir gıda maddesi sıkıntısı da baş gösterebilir. Böyle bir durumda, bırakmış olduğum yüz adet silah, usta ve avcılara teslim edilerek, vahşi hayvanların yumurtada olmadığı sıralarda Balkanlar'a çıkıp avlanarak halkın gıda ihtiyacı karşılansın.
7 Ağustos 2013 Çarşamba
Yapı Kredi - İnternet Bankacılığı Hizmeti
29.07.2013
|
Akt.kod gön.
|
Kredi kart ile giriş
|
||
HAYRİ CELAYİR
|
18320847
|
1
|
||
“ “
|
“
|
1
|
||
HAFİZE POLAT
|
14123865
|
1
|
||
HÜSEYİN ÖZMEN
|
49811504
|
1
|
||
SELMA GÖKHAN
|
48220489
|
1
|
||
İBRAHİM DURSUN
|
39721131
|
1
|
||
AYSEL TARHAN
|
018744199
|
1
|
||
MEHMET ŞERİF DEDE
|
17936851
|
1
|
||
CİHAN AKAN
|
14184776
|
1
|
||
EVREN ÇAVAŞ
|
38095272
|
1
|
||
BİRDAL DADAŞ
|
009546629
|
1
|
||
CEMİL YAZICI
|
003595351
|
1
|
||
MEHMET ADNAN MULUBAŞ
|
038677715
|
1
|
||
ALİ ŞAHİN
|
039339898
|
1
|
||
SERKAN YALÇINKAYA
|
6533014
|
1
|
||
ENGEL SARIKAYA
|
39579954
|
1
|
||
RECAİ GÖKHAN ALPHAN
|
27536332
|
1
|
||
RECEP KOÇYİĞİT
|
037477022
|
1
|
||
BERNA ÜRÜŞTÜ
|
14190694
|
1
|
||
MAHİR SAĞLIK
|
28274531
|
1
|
||
RESUL ERKAN
|
14189925
|
1
|
||
HAKAN AYAN
|
48807157
|
1
|
||
“ “
|
“
|
1
|
||
SERHAT ALBUGA
|
38137762
|
1
|
||
EMİN ÖZTÜRK
|
018515720
|
1
|
||
AHMET TOPÇU
|
038296695
|
1
|
||
SANİYE GÜNAY
|
01957274
|
1
|
||
TALİP POLAT
|
9543003
|
1
|
||
TUNCER PAKER
|
001708123
|
1
|
||
SADULLAH ÇOŞGUN
|
029814308
|
1
|
||
GÜLSEVİM DAĞLI
|
9276233
|
1
|
||
ZEYNEP CANDAN
|
37572706
|
1
|
||
SEMANUR EROĞLU
|
011640781
|
1
|
||
MÜBERRA KILIÇ
|
10079880
|
1
|
||
NACİYE AÇIKGÖZ
|
11125328
|
1
|
||
ŞABAN NARİN
|
006655557
|
1
|
||
ZEKİ ÖZSOY
|
008800593
|
1
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)