Katkıda bulunanlar

26 Ağustos 2010 Perşembe

Ne biliyorsunda "Evet" diyeceksin (Siyaset)


Daha geçenlerde açılım diye bağırarak teröristlerin kıçları kaldırıldı. "TERÖR BİTECEK" DEDİ. Ne bitti. Halen her sabah uynadığımızda haberlerde bugün daha bir şehit verildi haberini duyuyoruz. Sen neyine güvenipte "EVET" diyeceksin. Söylen...en birçok şey başka şekilde uygulandı başka şekilde karşımıza çıktı. Sen inanıyor musun? Herşey bambaşka olacak.
TERÖR DURMADI. MAAŞLARA 10 YTL ZAM YAPILDI. EMEKLİLİK YAŞI YÜKSELTİLDİ.
SEN HALEN NEYİN PEŞİNDESİN GÜZEL VATANDAŞIM NEYİNE GÜVENİP "EVET" DİYORSUN.
SENİN OĞLUN ASKERE GİTTİ SENİN OCAĞINA GERİ DÖNDÜ. ŞEHİT ANALARINA BABALARINA BİR SOR ONLAR NE CEVAP VERECEK SANA ..

UTAN KENDİNDEN, SEN NEYİNE GÜVENİP "EVET" DİYORSUN.

12 Eylül darbesi olmasaydı, Kominist köpekler daha fazla üreyecekti.

EY VATANDAŞ ELİNİ VİCDANINA KOY, APO GİBİ BİR İTE SAYIN DİYE HİTAP EDİLMİŞ...

SEN HALEN NEYİN PEŞİNDESİN, NEYİNE GÜVENİPTE "EVET" DİYECEKSİN

DAHA MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN MEÇHUL ÖLÜMÜNÜ UNUTMADIK.. HALEN NE REFERANDUMUNDAN BAHSEDİYORSUNUZ. KİMSE GİTMESİN OY KULLANMAYA. SONUÇ İLLA EVET ÇIKACAKSA NASIL OLSA ONUNDA YOLUNU BULURLAR EVET YAPARLAR.....

Anayasa Değişikliğin de; iyi, hayır işleri olacaksa bizim oyumuza kalacak bir sonuç olmaz.
**Siz Hukuk kitabında yazılanları bilin, ama doğruluğunu iyi düşünün. Hangi maddesi doğru bir şekilde karşımıza çıkıyor. Polise kimliğini sorduğunda dayak ile karşılaşan vatandaşlarımızı ne çabuk unuttunuz. Karakol,Jandarma bulunduğu yerin güvenliğini sağlamak için kurulmuştur diye yazar Hukuk kitaplarında, söylesenize parasız olanların canı her zaman tehlikede ve denetim asla olmamaktadır. Hastahanelerde parasız muayena olunacaktı, SUSMAYIN KONUŞSANIZA HASTAHANELER VATANDAŞLARIMIZDAN HANİ PARA ALMAYACAKTI.

-hayir, memnun degiliz gemiciklerden.
-hayir, memnun degiliz satilan/peskes cekilen degerlerimizden, fabrikalarimizdan, arazilerimizden.
-hayir, memnun degiliz gdo'larin memleketimizde cirit atmasindan, nesillerimizin ipotek altina alinmasindan!...
-hayir, memnun degiliz bop esbaskani, ingiliz vatandasi bakan tarafindan yonetilmekten.
-hayir, memnun degiliz basin uzerinde olusturulan baskilardan, acilan davalardan.
-hayir, memnun degiliz sansurlenen internet'ten.
-hayir, memnun degiliz iktidara bir elestiri getirdigin vakit hakkinda dava acilmasindan, polisin seni gozaltina almasindan,
-hayir, memnun degiliz yarginin baski altina alinmasindan, yandas basinda cikan "karar su yonde cikmazsa memleket icin iyi olmaz" soylemlerinden.
-hayir, memnun degiliz son 8 senede azan terorden, simaran teroristbasindan, teroristin ayagina giden mobil mahkemelerden, ayarlanan hakimlerden (bkz: hakimler ayarlandi)
-hayir, memnun degiliz akp iktidari oncesi yapilan toplam dis borcun sadece 8 senede ikiye katlanmasindan.

su tabloya bakinca demokrasi buysa darbe daha iyi diye dusunuyor insan.

o yuzden referandumda elbette hayir , bu memlekette darbe doneminde su tablo olmadi be, hala konusuyorsunuz bik bik...

80 darbesine destek verenlerin içinden çıkan bir partinin tek başına mutabakat aramadan hazırladığı anayasanın oylanacağı referandum. şimdi bu anayasaya destek verenler demokrat, özgürlükçü; destek vermeyenler darbeci, cuntacı öylemi mi? yürü git! bu anayasa kabul edilince faili meçhuller bitecek öyle mi? acaba geçmişteki katliamları yapanlarla yakın ilişkileri olanlar, sivas katliamı sanıklarını koruyanlar avukatlığını yapanların hazırladığı anayasayı kabul edilince, katliamlar bitecek öyle mi?

yargıyı siyasallaştırmaktan başka vasvı olmayan, dokunulmazlıklara dokunmayan, parti içi demokrasiye dokunmayan, göz boyamak için liboşaların ağzına bir parmak bal çalan maddeleri olan anayasaya hayır.

kabul ettirmek için yapılan bu darbe edebiyatına anca çocuklar inanır.

1)Bilindiği gibi π sayısı evvelden beri 3,1416....' dır, bir Pi'yi bile değiştiremeyip bizi Pi'ç gibi ortada bırakacak değişikliği n'ediiim ben'
2)Referandumda "hayır" sayısı "evet"inkini geçecek mi? "Hayır" dediniz değil mi, ben de öyle!


Burcu Nermin ÖZHAN

10 Ağustos 2010 Salı

Industrial Light & Magic

Öncelikle harikaların yaratıldığı "industrial light & Magic" yerine bir göz atalım.
http://www.ilm.com/

George Lucas


George Walton Lucas Jr. (14 Mayıs 1944, Kaliforniya), ABD'li film yapımcısı, yönetmen ve yazardır. Yıldız Savaşları (Star Wars) ve ardından (Steven Spielberg ile birlikte) Indiana Jones serilerini yarattı.Steven Spielberg gibi dünyanın yaşayan en büyük yönetmenlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Hayatı
George Lucas profesyonel araba yarışçısı olmayı düşlerken liseyi bitirdikten hemen sonra geçirdiği trafik kazası nedeniyle bundan vazgeçti ve hayatı değişti...

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde sinema okumaya karar veren Lucas, bu dönemde çektiği kısa filmlerden biri olan THX-1138: 4EB (Electronic Labyinth) ile Amerikan Ulusal Öğrenci Filmleri Festivalinde büyük ödülü kazandı. Bunun sonucunda da Warner Brothers yapım şirketinde staja başladı.

Burada Francis Ford Coppola'nın yönettiği "Finian'ın Gökkuşağı - Finian's Rainbow" 'un (1968) çekimlerine katıldı. Coppola ile arkadaşlıkları da böylece başladı. Birlikte 1969 yılında American Zoetrope adıyla bir şirket kurdular. Yaptıkları ilk iş de THX-1138: 4EB'nin uzun metrajlı versiyonu oldu. Warner Brothers'ın finanse ettiği film gişede başarı getirmedi.

Coppola, "Baba - The Godfather (1972)" filmi için çalışmaya başlayınca George Lucas kendi şirketi olan Lucasfilm Ltd.'i kurdu.

1973'te senaryosunu yazdığı, kendi hayatından da kesitler taşıyan American Graffiti'yi yönetti. Sadece 780.000 dolar bütçe ile çekilen, 50 milyon dolar gişe yapan bu filmle Altın Küre ödülünü kazandı. En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Senaryo dahil olmak üzere 5 dalda Oscar'a aday oldu.

Aynı yıl, Flash Gordon ve Maymunlar Cehennemi'nden etkilenerek, Yıldız Savaşları'nın senaryosunu yazmaya başladı.

1975'te bu film için gerekli olan görsel efektlerin yaratılacağı ILM (Industrial Light & Magic) şirketini kurdu. Star Wars projesi birkaç stüdyo tarafından reddedilse de sonunda Twentieth Century Fox tarafından kabul edildi.

Yönettiği filmler

1.Yıldız Savaşları: Bölüm III - Sith'in İntikamı (film) - Star Wars Episode III: Revenge of the Sith (2005)
2.Yıldız Savaşları: Bölüm II - Klonların Saldırısı (film) - Star Wars Episode II: Attack of the Clones (2002)
3.Short Chaos 10 (2000)
4.Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike (film) - Star Wars Episode I: The Phantom Menace (1999)
5.Captivated '92: The Video Collection (1991) "Rush, Rush" videosu
6.Yıldız Savaşları: Bölüm IV - Yeni Bir Umut (film) - Star Wars Episode IV: A New Hope (1977)
7.American Graffiti (1973)
8.THX 1138 (1971)
9.THX 1138:4EB (1970)
10.Making of 'The Rain People', The (1969)
11.Filmmaker (1968)
12.6-18-67 (1967)
13.Anyone Lived in a Pretty How Town (1967)
14.Emperor, The (1967)
15.1:42:08: A Man and His Car (1966)
16.Freiheit (1966) (as Lucas)
17.Herbie (1966)
18.Look at Life (1965)

1 Ağustos 2010 Pazar

Şarkı- Çevirmeleri-Sözleri

1.
O anım da seni görmek mi vardı(2)
O anımda seni yazmak mı vardı(2)
O an da hayatım anlam kazandı
Bir an da vazgeçilmezim oldun
İçimde büyüyor günlerim, seninle
Seninle bir bütüüün
Senle, ben – Ben ve sen
Ayrılık yakışmıyor, olmuyor
Sensiz yaşanmıyor, geçmiyor

2.
Bunalımlardayım çok yalnızım
İsmini söyleyemediğim
Birkaç cümle var
Bilememm sensiz olamam
Çok yalnızım bu-nalım-lar-dayım
Ama-çok-yalnızım
Sessizce duruyorken
Kalbimi dinlerken
Her yer paramparça olurken
Ben senleyim, senleyim (2)
Sensiz olamam ben hastayım
Bunalımlardayım çok yalnızım
Yastayım, hastayım, yastayım….
Bunalımlardayım ben çok yalnızım

Tiyatro Niçin Kutsaldır? (Edebiyat)



Batı bir ortaçağ karanlığı yaşamıştır. Din adına insanlar yakılmış,bilime karşı gelinmiş ve işkenceler yapılmıştır. Batıyı bütün bunlardan kurtaran Rönesans’tır. Nedir Rönesans ? Floransa’da Medici ailesi tarafından başlatılan sanat akımıdır. Bu sanat akımı tüm Avrupa’ya yayılmış ve kurtuluşu olmuştur.

Avrupa’nın ortaçağ karanlığı yaşadığı dönemlerde Osmanlı imparatorluğu neredeyse bu günkünden daha aydın bir yaşam içersindeydi. Çünkü şimdilerde “Geleneksel Türk tiyatrosu” dediğimiz sanat vardı. Köy oyunları sergilenebiliyordu. Bilim ise gözde idi. Bu dönemlerde yetişen denizcilerden tutun tüm alimlerin kitap ve haritaları bu gün kullanılmakta hala.

İşte ne olduysa olmuş, sanat ile kalkınan Avrupa ileriye doğru giderken bizler ne yazık ki geriye doğru yol almaya başlamışız.

Osmanlı döneminde görülmeyen ırk ve din ayırımı savaşlarını ,insanların yakılmasını ne yazık ki Osmanlı’nın sonu ve cumhuriyet döneminde gördük. Demek ki bizim ortaçağ karanlığına gömülmemizi isteyen güçler var! Bunları emperyalist amaçlarda aramak gerek.

Demek ki aynı düzeye gelmeyi çok istediğimiz ama onların oyunlarına gelmek de istemediğimiz bir batı toplumu var! Ve bu batı toplumu kurutuluşu olan sanata sıkı sıkı sarılmış. Çağdaşlığın ve medeniyetin sanatla olabileceğini öğrenmiş bir kez.

Tüm Avrupa ülkelerinde öncelikle tiyatro sanatına destek var. Bir örnekle açıklayalım. Fransa’da tiyatronuzu açıyorsunuz. Birinci yıl devlet sizi izliyor. İkinci yıldan itibaren ,birinci yılda ne kadar hasılat yaptı iseniz devlet bu parayı her yıl size veriyor. Ta ki siz “Tiyatromu kapattım” diyinceye kadar. Buna benzer biçimlerde tüm Avrupa ülkelerinde ve bir biçimde de Amerika’da destek var.

Peki neden tiyatro. Bir insan için en önemli şey hayal kurma gücüdür. Bir söz var ,diyor ki “Bütün büyük buluşlar önce bir hayaldi!” evet aya gitmek Jül Vern’nin hayaliydi. Müsahipzade Celal’in bende bir oyunu var,adı: SELMA YA DA İSTANBUL’UN İMARI. 1920’li yıllarda yazılmış. Müsahipzade bu oyunda İstanbul’a yapılacak çevre yollarını,boğaz köprüsünü ve Kadıköy ile Sarayburnu arasına yapılacak tüp geçidi anlatıyor. Yani çevre yollarının yapılmasından otuz beş,boğaz köprüsünün yapılmasından da 50 küsur yıl önce.

Tiyatro insanın hayal kurma gücünü geliştirir. Oyun başlayınca kendinizi kırmızı perdeye bırakırsınız. Artık bir hayal dünyasındasınız. Bir tek odadan bir ev yaratır, sahnedeki tiplerin davranışlarının nedenlerini kurarsınız. İşte tiyatro hayal gücünü geliştirdiği için kutsaldır.

Şu anda üzülerek söylüyorum sadece Paris’te her gece 500 tiyatro perdesini açıyor. Londra’da falanca oyun on yılı aşkındır oynuyor. Peki biz ne yapıyoruz? Şimdi gençlere anlatıyorum, inanmadan dinliyorlar : “Biz bir zamanlar haftada altı gün oyun oynardık.Sezonunda tam on bir ay bu tempoda çalışmıştık. İtiraf edelim kendi salonunda haftada iki veya üç oyun oynayabilen tiyatro başarılı tiyatro oldu.

Oturup nedenlerini araştırarak çözüm getirmek zorundayız. Ama biz ne yapıyoruz. Çok üzülerek söylüyorum birbirimizi harcıyoruz. Birbirimize hakaretler ediyoruz. Ve sanki takım tutar gibi saflar oluşturup taraf tutuyoruz. Genç oyuncular usta oyunculara hakaret ediyor. Bütün bunları dehşet içersinde izliyorum.
Ama birileri de var ki, göbeğini kaşıyarak gülerek izliyor bizleri. Çünkü onların bile yapamadıklarını bizler birbirimize yapıyoruz. Sanırım bunlar da onları çok sevindiriyor.
Şimdi hepimiz oturup düşünmek zorundayız. Biz karanlık güçlerden yana mıyız. Yoksa aydınlık bir gelecek için mi çalışmak istiyoruz. O zaman Van Gogh’un söylediklerine kulak verelim.“Gemi tayfaları ağır bir yük taşımak ya da demiri kaldırmak işine giriştikçe ,daha ağır bir yükü ,daha büyük bir çaba ile kaldırabilmek için hep birlikte türkü söyler. Böylece desteklermiş birbirlerini. Sanatçıların yoksun oldukları,işte bu dayanışmadır.”

Haydi gençler hep birlikte türkü söyleyin istiyorum.



Burcu Nermin Özhan

Sanat ve Zanaat (Edebiyat)


Sanat ve Zanaat arasında ki çizgi çok ince bir çizgidir . Zanaat Ustası da iyinin , Güzelin , Doğrunun peşindedir . Ancak Kapitalizm insana ve İnsani değerlerden çok Para ve Paraya bağlı değerlere sıkı sıkıya bağlı olduğundan İnası ve İnsani değerleri yok eder . Onlar ancak Piyasanın tüketim aracı olduğunda Kapitalizm için bir değer ifade eder . Anadolu da Aleviliğin Dört Ana Ocağı vardır . Anadolu Abdalları ( Abdalan-ı Rum ) , Anadolu Ahileri ( Ahiyan-i Rum ) Anadolu Bacıları ( Bacıyan-i Rum ) ve Anadolu Gazileri ( Gaziyan-i Rum ) .
Anadolu Ahileri Zanaat Örgütütdür . Piri vardır , Pir ’in el verdiği Mürşitleri vardır . Bütün Anadolu da Zanaat erbapları bu örgüte bağlıdır . Kalfalık ; Usta tarafından belirlenen bir aşamadır ve Kimin Kalfası olduğu hem Usta açısından hem Kalfa açısından çok önemlidir . Ustalık ; Usta adayının Ustasından aldığı onayla Ustalığını göstereceği bir iş yapmasıyla birlikte o İş ’in bağlı olduğu Pir yada Mürşit önünde -Eserini- nasıl yaptığını , işine bağlılığını , işini nasıl bir aşkla yaptığını anlatır , Ahilik yeminini eder , Ahi Cem’inin ve Pir’in onayıyla Ustalık Kuşağı kuşanır . Yani Onlar için çok sıkı bir DİSİPLİN ve DENETİM sürecinden sonra elde ettiği ZANAAT çok KUTSALDIR .

Tiyatro ; kırık çıkık ,aksik fazla , bu geleneğin günümüze taşındğı bir alandır . Unutmayın Tiyatronun da temeli aynı örgütlülüğe dayanır . Orta oyununu ve orta oyununu sürdüren KOL’lar da aynı biçimde oyuncu yetiştirirdi . Bugünkü Kavuk tartışması ,yok olan bu örgütün traji komik yansımasıdır .

Modern Toplumla birlikte bu örgütlüğüm yerine Akademi getirilmiştir . Asıl Tartışılması gereken Bu Akademik yapıda ki Sözümona Ustalar ve Öğretileridir , Hiç bir usta işi yapmadan USTA diploması verilmesidir .

Soru Şu

Sanat yada Zanaat ; Kapitalizm çağında İnsan ve İnsana Bağlı değerlerle mi üretecek yoksa Para ve Paraya bağlı değerlerle mi .